Egzersizleriniz Neden Planladığınız Şekilde İşe Yaramıyor?
İnsanlar daha fala egzersiz yaptıklarını söylüyorlar ama obezite ve diyabet gibi şeylerin istatiktikleri arttıkça artıyor. Araştırmacılar insanların ya yaptıkları aktiviteler hakkında yanlış bilgi verdiğini ya da artan egzersizlerinin yanı sıra yaşam stilleri ve diyet gibi etkenleri değiştirmediklerini düşünüyorlar. Çoğu araştırmacı ilk teoriyi tercih ediyor gibi.
Yetişkinler üzerindeki egzersiz oranları artıyor veya en azından araştırmacılara söylenen bu yönde. Faklı çalışmalar ve farklı anketlerde fiziksel olarak artışa geçen insanların sayısı 2005 yılında % 47 civarında. Bu da 2001 yılında kaydedilen % 41’lik oran üzerinde belirgin bir artış demek. Son istatistikler gösteriyor ki bu tren halen devam etmekte, bazı araştırma sonuşlarına göre düzenli egzersiz yapan ve kas geliştirmek için fitnessa vakit ayıran yetişkin erkeklerin sayısı % 48’den % 50’ye yükselmiş. Ancak bu rakanlar kadınlarda daha düşük. Ama ilgili istatistiklere bakıldığında aşırı kilolu ve obez insan sayısı gibi, iki taraftaki veriler pek birbiri ile eşleşmemekte.
Teorik olarak, eğer daha fazla insan egzersiz yapıyor ve ağırlık egzerszilerine bağlanıyorsa o zaman fiziksel aktivite eksikliğinden şikayetçi olan insan sayısında da azalma olması gerekir. İstatistikler daha çok insanın fitness yaptığını gösterirken, bildirilen obezite ve diyabet vakaları hale artışta. Yetişkinlerde aynı zamanda kalp rahatsızlıkları da daha yaygın olmaya başladı üstelik egzersizin bu tarz problemlerin riskini azaltmaya yardımcı olduğu gerçeğine rağmen. Bu durum olası birçok cevabı olan ilginç bir soruyu öne çıkarıyor ve bu cevapların hiçbir memnun edici değil.
İlk olası cevap egzersiz sorusunu cevaplayan insanların dürüst cevaplar vermediği. Bu şunu ortaya çıkarabilir, insanlar düzenli egzersiz yapmanın faydaları konusunda bilinçliler, ancak gerçekten bunu yerine getirecek kadar önemsemiyorlar. Ya da inkar olarak bilinen mental sağlık mekanizması yaygın aktivitelerle onları birbirine bağlıyor , yaprakları toplamak veya çimleri biçmek gibi şeyleri egzersiz olarak görüyorlar. Bu, bu teoride, tamamen yanlış değil ama istatistiksel kanıtların eşitsizliğinde diğer potansiyel faktörler tarafından ortaya çıkan problemleri azaltmaya yardımcı olmaz.
Diğer olasılık ise, egzersiz ya fitness yapanların sayıları artıyorsa bile insanlar beslenmelerine yeteri kadar dikkat etmiyorlar. Eğer günün birkaç saatini egzersiz yapmaya ayırıyor ve Arnold Schwarzenegger’i utandıracak kadar çok ağırlık kaldırıyorsanız bunu tam anlamıyla çok önemi yoktur. İnsanlar egzersiz programlarına daha fazla dikkat ediyor olabilir ama gerekli beslenme değişiklikleri yapılmadığı veya üzerine eğilinmediği sürece kalp rahatsızlıklar, obezite, diyabet ve benzeri şeyler artmaya devam edecektir. Eğer bu teori doğru ise o zaman insanlar sadece egzersize odaklanıyorlar ve tüm resmi değerlendirmeye alamıyorlar. Buradaki durum ormanı görmeyip ağacı görmek gibidir.
Araştırma ayrıştırıldığında farklı sonuçlar ortaya çıkıyor. Günlük fiziksel aktivite oranı en yüksek olan ırklar beyazlar ve siyahlar. Sonuçlar yaşa göre kategorize edildiğinde belirli yaştaki üniversite öğrencileri ve genç profesyoneller en yüksek egzerszi oranına sahip. Ancak, araştırmacılar katılımcıların günlük olarak fiziksel aktivitelerinin ne kadar olduğu konusunda tam olarak doğru bilgi vermemiş olabileceklerini söylüyorlar.
